AKY
MirayWeb Coder's
Bayram önü sosyal medyamda ‘’yeter artık yahu! Ajda gibi gerim gerim gerildik, bir miktar huzur almaya geldik yazlığa’’ diye paylaşım yapmıştım. Her bayramı tatil belleyip sahillere kaçan tiplerden değilim. Son dönemde çoluk çocuk yuvadan uçtu, kaldık köroğlu ve ayvaz gibi, bazıları evlenip barklandı onların programları bizim beklentilerimize pek uymuyor, bayramlarda gelen gidenin olmaması bizim de gidecek ellerini öpüp bayramlarını kutlayacak büyüklerimizin kalmaması nedeniyle hüzünlü ve tatsız geçmeye başladı. Bayramda hava pek soğuk değildi sahilde fakat her gün yağmur yağdı, terasta oturup kulakları sağır eden sessizlikte yağmurun sesini dinlemek, toprağın kokusunu içine çekmek ve demli çayını yudumlamak pek güzeldi doğrusu. Arkadaşlarımızı aradık sevenlerimiz bizi aradı bayramlaştık, bayramlaştık ta ne kadar kendimizi mutlu huzurlu hissetmeye çalışırsak çalışalım içimizde hep bir burukluk hep bir hüzün vardı. İçinde bulunduğumuz zor zamanlar hepimizce malum, senin benim veya birkaç kişinin iyi olması önemli değil, toplum olarak hepimizin iyi olması lazım, kendimi yazlığa atmakla sorunlardan kurtulduğumu sanabilirim fakat gerçekler hiçte öyle değil, kafayı da yanımızda gittiğimiz yere götürmek zorunda olduğumuz için gittiğimiz yerin pek bir önemi kalmıyor, sosyal medya kullanma tv radyo izleme bir yerde mutlaka olaylardan haberin oluyor, markete gidiyorsun orada konuşuluyor, site bekçisi sıkılmış yalnızlıktan seni bulmuş anlatıyor da anlatıyor, mecbur açıyorsun haber kanallarını memleketimde iyi bir şeyler oluyor mu diye? Maalesef işler dahada kötüye gitmiş, protesto haklarını kullanan yüzlerce öğrenciyi almışlar içeriye, suçu olanlar elbette alınsın içeriye ve adalet versin cezalarını buna kimsenin itirazı olamaz. Beni en çok üzen çocukları içeri alınmış olan anne ve babaların durumları, bu insanlar çocuklarını okusun vatana millete yararlı birer evlat olsun diye varını yoğunu ortaya koyup üniversiteye gönderiyorlar ve çocuklar içeri alınıyor, bir kısım medyada bunların tutuklanacağı ve cezaevine atılacağı haberleri çıkıyor bir anne baba olarak halini bir düşün, herkes bayram yaparken sen adliyelerin ve ceza evinin önünde bekliyorsun içeriden bir haber alabilmek ve çocuğun ile görüşebilmek için, televizyonda o ailelerin yüzlerindeki kaygı ifadeleri bir anne ve baba olarak insanın ta ciğerine işliyor. Zamanında değerini pek anlayamadığımız ‘’Yollar yürümekle aşınmaz’’ diyen liderler geliyor aklıma. Başbakanlığı zamanında, Antalya’da bir vatandaş Demirel’e küfretmesi neticesinde, hapse atılır bu olay Demirel’in kulağına gelir. Demirel’in şu sözü çok dikkat çekicidir, avukatı Yaşar Topçuyu çağırır yanına ve “Bu hâkim ve savcı arkadaşlarda, bazen kantarın topuzunu kaçırıyorlar. ‘Başbakan’a hakaret etti’ diye bir vatandaş tutuklanır mı? Biz burada oturuyoruz, haberimiz olmuyor. Yaptığımız uygulamalarla kim bilir adamı nasıl bunalttık ki, canını sıkmışız ki! bize galiz küfürler etmiş, olayı takip et ilk duruşmasında orada ol ve benim kendisinden davacı olmadığımı beyan et ve adamcağızı çıkar hapisten” İşte, büyüklük budur, devlet adamlığı budur, altı sefer gitmiş ve yedi sefer de gelmişti rahmetli. Bayram boyunca içerde tutulan bu gençler sınav zamanlarının gelmesi ve kamuoyu baskısı sonucu serbest bırakıldılar fakat hala elli küsur tanesinin içeride olduğunu söylüyor haber kanalları ailelerin beyanına göre otuz dört kişi bir koğuşta kalmakta imiş, bunları içeri atanlar bilmiyorlar mı? bunların bir süre sonra serbest kalacaklarını? Biliyorlardı elbet. Geriye bu süreçte yaşadıkları hayatları boyunca zihinlerinde kalacak ve hep hatırlayacakları bir travma olarak kalacak, bonusu ise sicillerine yazılan anarşik damgası. Sen ne kadar anayasanın bana verdiği protesto hakkımı kullandım dersen de! Kendimden biliyorum 1985 yılında askerdeyim Ankara Etimesgut da komutan Albay beni odasına çağırıp önüme attı sicil dosyamı (eğitim özgürlüğünü engellemek, boykot yapmak, Kaymakama hakaret, okul müdürüne hakaret, bilmen kimi dövmek vb.) bir sürü suç yazmışlar özüme, o zamanlar 360 küsur kişi yargılanmışız, ben bu suçları işlemedim derste içeri birkaç kişi girip zorla bizi dışarı çıkartıyorlar ve boykot yaptırıp, slogan attırıyorlardı desem kim inanır? Evet sadece Kadir inanır. Bu gençlerde yaşayacaklar ileride benim yaşadıklarımı, yazık çok yazık! ( sen kimsin de Albay seni makamına çağırsın diyenlere söyleyeyim damadı arkadaşımdı onun torpili ile gitmiştim askere, sözde kebap bir askerlik yapacaktım he he, dosyam gelince sürüldüm gari Ankara’dan ) Çevreye, insanlara, mala, mülke, sosyal düzenin işleyişine, devletin bekasına zararlı olmayan ve şiddet içermeden yapılacak her türlü protesto haktır, buna şiddetle müdahale etmek, insanlara soğukta su sıkmak, coplamak, yerlerde sürüklemek, dövmek insan haklarına aykırı bir davranıştır. Yürüyüş bitmiş insanlar dağılırken arkalarından koşup yüzlerine biber gazı sıkmak neyin nefretidir, orada bulunan çocuklar bu memleketin bizlerin çocukları, o çocuklar yakın bir gelecekte bizleri yönetecek olan çocuklar olmayacak mı? Adalet herkese lazım değil mi? Dünya çok küçüldü hiçbir şey gizli kalmıyor, her şey gözler önünde ülkemizin dünya gözünde düşürüldüğü durum çok üzücü. Bu memleket bizim, bu insanlar bu gençler bizim, onlara iyi bir ülke bırakmak boynumuzun borcu fakat, işte!
Arif Yedek Parça
Arif Yedek Parça