Çevrimdışı
- 27 Nisan 2024
- 1,670
Marmara Adası’ndan yüklediği mermer tozu ile Gemlik rotasında ilerlerken yakalandığı fırtınada batan “Batuhan A” adlı geminin 6 saat boyunca yardım çağrısı yapmadığı ve kendi imkanları ile kurtulmaya çalıştığı öğrenildi. Bu arada sintine pompaları yetersiz kaldığı için mürettebatın kendilerini güverteye bağlayarak gemiye dolan suyu kaplarla boşaltmaya çalıştıkları belirlendi.
“Batuhan A” adlı 69 metre boyunda ve 51 yaşındaki gemi, Marmara Adası Badalan Limanı’ndan yüklediği 1250 ton mermer tozu ile Gemlik’e doğru yol alırken 15 Şubat’ta fırtınaya yakalanarak İmralı Adası’nın güneybatısında su alarak batmıştı.
İlerleyen günlerde kaybolan altı mürettebattan üçünün cansız bedenlerine ulaşılmış, diğer üç kişi ise bulunamamıştı.
Olayla ilgili soruşturma devam ederken, cevaplanan her soru, ortaya yeni soruların çıkmasına yol açtı.
NEDEN YARDIM TALEBİNDE BULUNMADILAR?
Bursa Cumhuriyet Başsavcı Vekili koordinasyonunda Karacabey Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmada HTS kayıtları incelenen gemi mürettebatının 00.00 - 06.28 saatleri arasında 112 Acil, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’ne bağlı Türk Radyo, jandarma ya da Sahil Güvenlik'e yardım için telefon ya da telsizle çağrı yapmadığı belirlendi.
6 saat boyunca yardım istemediler, batan gemilerini terk etmediler, kendi başlarına mücadele verdiler. İyi de, NEDEN?
TEK ÇAĞRI, GEMİ BATMADAN 4 DAKİKA ÖNCE
Sadece gemide bulunan “Batuhan A”nın sahibi Murat Altıntaş'ın acil durum sinyali kesilmeden 4 dakika önce (saat 06.28) Türk Radyo'ya, "Ambar muşambaları parçalandı, batma tehlikesi geçiriyoruz" çağrısı yaptığı öğrenildi.
Bu bilgiye ulaşan savcılık, mürettebatın söz konusu 6 saatlik zaman süresince yakınlarıyla bazı görüşmeler yapmalarına karşılık çevredeki gemilerden de neden yardım talebinde bulunmadığını araştırıyor.
SUYU KAPLARLA BOŞALTMAYA ÇALIŞTILAR
Olayın aydınlatılması ve varsa sorumlularının belirlenmesi için görevlendirilen deniz kaza kırımında yetkin bilirkişi de rapor hazırlamak için çalışmalarına devam ediyor.
Bu arada ağır deniz koşulları yüzünden açılan brandalardan ambara su dolması sonucu geminin battığı görüşü öne çıkıyor. Mermer tozunun ağırlaşmasının geminin dengesini bozduğu ve mürettebatın pompalarla suyu tahliye edemediği tahmini ağırlık kazanıyor.
Ayrıca, gemi enkazında yapılan incelemede, bir ucu gemiye bağlı olan emniyet kemerleri bulundu. Mürettebatın açılan brandayı sabitlemeye çalışıp, gemiye dolan suyu kaplarla boşaltırken denize düşmemek için bellerine emniyet kemeri bağladığı belirlendi.
İKİ CESEDİN BULUNDUĞU YER GÖRÜŞÜ DOĞRULUYOR
Deniz Kuvvetleri’ne bağlı dalgıçların ulaştığı ilk kişi geminin aşçısı Zeynep Kılıç (33) idi. Cansız bedeni kaptan köşkünde bulunan talihsiz kadının mürettebatın suyu boşaltmaya çalışırken gemiyi rotada tutmaya çalıştığı sanılıyor.
SAS komandosu dalgıçların makine dairesinde ulaştığı Yağcı Hüseyin Tutuk’un (40) da arızalı sintine pompalarını onarmaya çalışırken boğularak can verdiği ihtimalini güçlendiriyor.
Bu arada güvenlik kamerasının bulunmadığı gemide yağcı Hüseyin Tutuk'un cep telefonuyla çekip, sosyal medya aracılığı ile ailesine gönderdiği son görüntüler kanıt olarak soruşturma dosyasına girdi.
ÜÇ KİŞİNİN ARANMASINA DEVAM EDİLİYOR
Sahil Güvenlik ekiplerinin İmralı Adası açıklarında buldukları cansız bedenin geminin sahibi Murat Altıntaş’a (51) ait olduğunun belirlenmesi üzerine bölgedeki aramalar deniz yüzeyinde ve kıyılarda yoğunlaştırıldı.
Halen kaptan Hasan Mehmet Uyanık (69), başmühendis-makinist Murat Çalışkan (33) ile makine stajyeri Ahmet Atav’a (22) ait bir iz bulunabilmiş değil.
Öte yandan gemideki aramalarda bulunan eski bir bilgisayarda yapılan incelemede, geminin 01.00 ile 03.00 saatleri arasında iki kez rota değiştirdiği öğrenildi. Bunun da sert esen rüzgara geminin baş vermesi amacıyla yapıldığı tahmin ediliyor.
Mürettebatın bu denli çabalamasına karşın neden gemiyi terk etmediği ise bir diğer soru...
Kaynak: DHA