- 4 Temmuz 2024
- 4,180
Peygamber Efendimiz'in simleri ile ilgili hadisi şerifler...
Cabir b. Abdullah el-Ensarı’nin naklettiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Benim adımla (çocuklarınızı) adlandırın, ama künyemi kimseye vermeyin! Zira ben ancak Kasım (paylaştıran) olarak gönderildim ve (dağıtılması gerekenleri) aranızda taksim etmekteyim.” (Buharı, Edeb, 109; Müslim, adab, 5)
Ebu Musa el-Eş’arı şöyle demiştir:
“Resulullah (s.a.v.) bize kendini şu isimlerle isimlendirirdi: ‘Ben Muhammed’im, Ahmed’im, (peygamberlerin ardından gelen) el-Mukaffı’yim, (insanların arkamda toplandığı) el-Haşir’im, Tevbe Peygamberi’yim, Rahmet Peygamberi’yim.’” (Müslim, Fedail, 126)
ez-Zührı’nin işittiğine göre, Muhammed b. Cübeyr b. Mut’im, babasından şunları nakletmiştir: Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Ben, Muhammed’im. Ben, Ahmed’im. Ben, küfrün benimle mahvedildiği el-Mahı’yim. Ben, insanların arkamda toplandığı el-Haşir’im. Ben, el-akıb’ım.” el-akıb, kendisinden sonra peygamber gelmeyecek olandır. (Müslim, Fedail, 124; Buharı, Menakıb, 17)
Ata b. Yesar anlatıyor:
“Abdullah b. Amr b. as (r.a.) ile karşılaştığım ve ‘Bana Resulullah’ın (s.a.v.) Tevrat’ta geçen sıfatlarını anlatır mısın?’ dedim. O da şöyle dedi: ‘Elbette! Vallahi o, Kur’an’daki bazı sıfatlarıyla Tevrat’ta da vasıflandırılmıştır: ‘Ey Peygamber! Biz seni şahit, müjdeci, uyarıcı ve ümmıleri koruyucu olarak gönderdik. Sen benim kulum ve resulümsün. Ben sana “el-Mütevekkil” adını verdim. (Bu peygamber), kötü huylu, katı kalpli biri olmadığı gibi, çarşılarda/pazarlarda bağırıp çağıran biri de değildir. O, kötülüğe kötülükle karşılık vermez. Bilakis affeder, bağışlar...’” (Buharı, Büyu’, 50)
İbn Abbas’ın işittiğine göre, Hz. Ömer (r.a.) minberde şunları söylemiştir:
“Ben Peygamber’i (s.a.v.) şöyle buyururken işittim: ‘Hıristiyanların Meryem oğlunu (İsa’yı) övmekte aşırı gittikleri gibi siz de beni övmede aşırılık göstermeyin. Şüphesiz ki ben Allah’ın kuluyum. Onun için bana ‘Allah’ın kulu ve resulü’ deyin.” (Buharı, Enbiya, 48)
Cabir b. Abdullah el-Ensarı’nin naklettiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Benim adımla (çocuklarınızı) adlandırın, ama künyemi kimseye vermeyin! Zira ben ancak Kasım (paylaştıran) olarak gönderildim ve (dağıtılması gerekenleri) aranızda taksim etmekteyim.” (Buharı, Edeb, 109; Müslim, adab, 5)
Ebu Musa el-Eş’arı şöyle demiştir:
“Resulullah (s.a.v.) bize kendini şu isimlerle isimlendirirdi: ‘Ben Muhammed’im, Ahmed’im, (peygamberlerin ardından gelen) el-Mukaffı’yim, (insanların arkamda toplandığı) el-Haşir’im, Tevbe Peygamberi’yim, Rahmet Peygamberi’yim.’” (Müslim, Fedail, 126)
ez-Zührı’nin işittiğine göre, Muhammed b. Cübeyr b. Mut’im, babasından şunları nakletmiştir: Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Ben, Muhammed’im. Ben, Ahmed’im. Ben, küfrün benimle mahvedildiği el-Mahı’yim. Ben, insanların arkamda toplandığı el-Haşir’im. Ben, el-akıb’ım.” el-akıb, kendisinden sonra peygamber gelmeyecek olandır. (Müslim, Fedail, 124; Buharı, Menakıb, 17)
Ata b. Yesar anlatıyor:
“Abdullah b. Amr b. as (r.a.) ile karşılaştığım ve ‘Bana Resulullah’ın (s.a.v.) Tevrat’ta geçen sıfatlarını anlatır mısın?’ dedim. O da şöyle dedi: ‘Elbette! Vallahi o, Kur’an’daki bazı sıfatlarıyla Tevrat’ta da vasıflandırılmıştır: ‘Ey Peygamber! Biz seni şahit, müjdeci, uyarıcı ve ümmıleri koruyucu olarak gönderdik. Sen benim kulum ve resulümsün. Ben sana “el-Mütevekkil” adını verdim. (Bu peygamber), kötü huylu, katı kalpli biri olmadığı gibi, çarşılarda/pazarlarda bağırıp çağıran biri de değildir. O, kötülüğe kötülükle karşılık vermez. Bilakis affeder, bağışlar...’” (Buharı, Büyu’, 50)
İbn Abbas’ın işittiğine göre, Hz. Ömer (r.a.) minberde şunları söylemiştir:
“Ben Peygamber’i (s.a.v.) şöyle buyururken işittim: ‘Hıristiyanların Meryem oğlunu (İsa’yı) övmekte aşırı gittikleri gibi siz de beni övmede aşırılık göstermeyin. Şüphesiz ki ben Allah’ın kuluyum. Onun için bana ‘Allah’ın kulu ve resulü’ deyin.” (Buharı, Enbiya, 48)