AKY
MirayWeb Coder's
Hafta sonu İSAV’ın İstanbul Medeniyet Üniversitesi ile birlikte düzenlediği “Dünyevileşme” sempozyumu vardı. Diderot etkisinden Profesör Mustafa Macit hoca sunumunda bahsetti: Eline bir miktar para geçen ünlü Fransız filozof ve yazar Denis Diderot daha önce almayı isteyip alamadığı pahalı bir sabahlık satın alır. Daha sonra evdeki eşyaları sabahlığına uymadığı düşüncesiyle yenileriyle değiştirir. Böylece büyük borçların altına girer ve “Eski Sabahlığım İçin Pişmanlık” başlıklı bir yazı yazar. Hikayesi kısaca böyle… Hayatımız eşyalara hizmet etmekle geçiyor. Yiyemeyeceğimiz kadar yığdığımız oluyor. Kullanmayacağımız ya da olmasa bile hayatımızda bir aksaklığa sebep olmayacak şeyleri elde etmek için tükeniyor ömrümüz. Depolarımız, dolaplarımız, bodrumlarımız “belki bir gün lazım olur” düşüncesiyle yıldıklarımızla dolu. Halbuki bize belki bir gün lazım olabilecekler başkasına her gün lazım! “Mal biriktirip saydıkça sayan ve malının kendisini dünyada ebedi kılacağını” (Hümeze, 2-3) zanneden insanın hali ne kadar kötü! Sırtında 100 kilo altın taşıyıp açlıktan ölenin durumuna benziyor. Altını kullanamayınca hamallıktan öteye geçmiyor ona sahip oluşumuz. Biz de bir gün Diderot gibi pişmanlık yazıları yazacak; bükülmüş belimizle pişmanlık âhları çekeceğiz. Ömrümüz varsa eğer! En iyisi sabahlığı hiç değişmemek!